2011'den bu yana, 1.65 milyar doların üzerinde kripto para çalındı ve bu sayı hızla artmaya devam ediyor.
Kripto bankacılığı, bir finansal teknoloji firmasında veya finansal hizmetler sağlayıcısında dijital varlıkların, yani kripto para biriminin yönetilmesi anlamına gelir. Bu tür bankacılık, bir kripto para birimini saklamaktan, ödeme yapmaktan ve hatta kripto para birimlerinizden faiz kazanmak gibi her şeyi içerebilir. Kripto bankacılığı kullanmanın temel avantajı, geleneksel bankacılık ödeme sistemini bankacılık sürecinden çıkarmasıdır.
2008 mali krizi, geleneksel bankacılık sistemlerinin ekonomik belirsizliklere ve zorluklara karşı ne kadar savunmasız olduğunu ortaya çıkarmıştı. İnsanlar geleneksel bankacılık sistemlerinin fonlarını güvence altına alamayacağını anladıklarında, alternatif bankacılık yöntemlerine olan talepte hızlı bir artış oldu. O zamandan beri, kripto para birimleri ve kripto bankacılığı kullanımında sürekli bir büyüme yaşandı.
Milyarlarca dolar kripto paraya aktı
Bir veri analizi firması kısa süre önce dünyanın en büyük bankalarının %55'inin Blockchain teknolojilerine ve kripto para birimlerine kabaca 3 milyar dolar yatırım yaptığını ortaya koyan bir rapor yayınladı. Bu teknolojiler daha kapsayıcı erişim, daha hızlı işlem süreleri, daha fazla güvenlik ve gelişmiş şeffaflık sağlıyor.
Bu nedenle, giderek daha fazla finansal kurum ve banka, finansal inovasyonun zirvesinde kalmak için bu tür teknolojilere yatırım yapıyor. ABD Federal Rezervi ve Avrupa Merkez Bankası, değişime ayak uydurmak için ilgili dijital para birimlerinin olanaklarını düşünüyor, hatta düşünmekle kalmayıp planlı bir şekilde ihraç etmeyi amaçlıyor.
Kripto bankacılığının amacı finansal egemenliktir, ancak kullanıcıların ihtiyaç duyduğu teş şey de bu değildir. Yeni bankacılık sisteminde yatırımlarının güvende olduğundan emin olmak istiyorlar. Ancak uygun bir güvenlik ağı kurarak ve kullanıcıları kripto para birimlerinin güvenli bir şekilde nasıl kullanılacağı konusunda eğiterek gerçekleştirilebilir.
Finansal kurumlar neden kripto bankacılığının güvenli bir alternatif olduğuna inanıyor?
Kripto bankacılığında güvenlikle ilgili temel sorun, güvenliğin kendisinin tanımıdır. Kurumların güvenlikle kastettiği şey, kripto para birimi kullanıcılarının bu terimden anladıklarından çok farklıdır. Güvenlik, geleneksel olarak kurumları korumak için kullanılan önlem ve uygulamaları ifade eder, ancak aynı zamanda çalınan fonları geri alma ve hataları düzeltme yeteneğini de içerir.
Bununla birlikte, finans kurumları için güvenlik, erişimi başkalarıyla paylaşmaktan emin olmak ve bu paylaşımın herhangi bir sorun yaratmayacağına inanmak anlamına gelir.
Blockchain teknolojisi genellikle kripto para birimleri oluşturmak için kullanılır. İşlemler, zaman damgalı “bloklar” üzerinden geri alınamaz ve değişmez bir şekilde kaydedilir. Bu karmaşık ve uzun prosedür, bilgisayar korsanlarının etkileyemeyeceği güvenli bir kripto para birimi işlemleri dijital defteri oluşturur.
Bu dijital işlemler genellikle her işlemin güvenliğini artıran iki faktörlü bir kimlik doğrulama süreci gerektirir. İtibari paraya dayanan geleneksel bankacılık sistemi, özellikle ekonomik belirsizlik karşısında devalüasyon riski taşımaktadır. Kripto bankacılığı, egemenliğini ve merkezi olmayan sistemlerinden yararlanarak finansal altyapısının güvenliğini korumaya yardımcı olabilir.
Örneğin: 2020'de ABD dolarının değeri son yılların en düşük seviyesine ulaştı, ancak arzı kıt varlıklar (altın gibi) tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Öte yandan, kripto para birimi, merkezi olmayan finansa (DeFi) olan yüksek talep nedeniyle diğer tüm varlıklardan daha iyi performans gösterdi.
Blockchain'in En Büyük Güvenlik Zayıflığı: Kullanıcı
Kripto işlemleri sırasında çoklu bloklara rağmen güvenlik, kripto bankacılığındaki en büyük endişelerden biridir. Finansal kurumlar ve işletmeler elektronik verilere bağımlı olduğundan, finansal dolandırıcılık ve veri ihlalleri riski de artmaktadır. 2020 raporuna göre, Amerikalıların %47'si 2020'de finansal kimlik hırsızlığı yaşadı ve bu da yaklaşık 712,4 milyar dolarlık kayıpla sonuçlandı.
Bu rakam 2019'daki orandan %42 daha yüksek. Bunun nedeni büyük ölçüde dijitalleşmeye hızlı geçişin tüketici bilgi ve anlayışını geride bırakması. Parola koruması ve iki faktörlü kimlik doğrulama gibi basit güvenlik özelliklerini aktif şekilde kullanmamak, siber saldırı riskini önemli ölçüde artırabilir.
Örneğin, kullanıcıların çoğu, kimlik avı e-postalarına, SIM kopyalamasına ve hatta kişisel verilerini açığa çıkarabilecek cihazlarını kaybetmeye karşı oldukça hassastır. Güvenlik PIN'lerinin ve şifrelerinin kazara kaybı da kripto para birimindeki istenmeyen kayıpların ana nedenlerinden biridir.
Ve bu noktada erişim kolaylığı göz önüne alındığında, bazı kripto para yatırımcıları, varlıklarını borsalarda uzun süre tutma eğilimi göstermekte.
Ancak kripto para birimlerini borsa cüzdanlarında tutmak, artan finansal dolandırıcılık riskini beraberinde getirir. 2011'den bu yana, borsa cüzdanlarından 1.65 milyar doların üzerinde kripto para çalındı ve bu sayı hızla artıyor. Tek bir yerde milyonlarca dolar değerinde kripto para bulunduran borsa cüzdanları, bilgisayar korsanları için en çekici hedeflerden biridir. Esasen tehdit aktörleri için dijital bir altın madeni.
Hack ve dolandırıcılığın yanı sıra, borsa cüzdanları kötü yönetim ve idari kayıplar gibi sorunlara da yatkındır. Böyle bir durumun göze çarpan bir örneği, sahibi tüm özel anahtarlarla vefat eden ve 190 milyon dolarlık kullanıcı parasının kaybına yol açan Kanadalı bir kripto para borsası olan QuadrigaCX'tir.
Bu tür kullanıcı kararları, onları dolandırıcılık ve bilgi ihlallerine karşı daha savunmasız hale getirir. Blok zinciri sağlayıcılarının etki alanının dışındadır, çünkü bankalar gibi, kullanıcıların hesap bilgilerini nasıl yönettiğinden de sorumlu değildirler.
Kullanıcılar kripto bankacılığı deneyimlerini nasıl güvence altına alabilir?
Kripto saldırılarını ve hack'lerini önlemek için kullanıcılar, paralarını yatırmadan önce kripto para borsalarına nasıl güvenli bir şekilde katılabilecekleri konusunda kendilerini eğitmelidir. Müşterinin dijital para birimini saklayabileceği borsalar ve soğuk cüzdanlar açısından çok sayıda seçenek vardır. Bu seçeneklerin her birinin avantajlarını ve dezavantajlarını tartmalı ve bilinçli bir karar vermelidirler.
Kripto para birimi hizmetleri bilgisayar korsanları için popüler bir hedef olduğundan, müşteriler ayrıca hesaplarının her biri için güçlü bir parola kullanmalıdır. Güçlü bir parola, iki faktörlü kimlik doğrulama ve düzenli parola değiştirme, veri ihlallerini önlemeye yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, bir diğer önemli önlem, blok zinciri sağlayıcısının güvenlik politikalarının dikkatli bir şekilde incelenmesidir. İyi bir sağlayıcı, çok faktörlü kimlik doğrulama, SSL/TLS şifreleme gibi özelliklere sahip olacaktır. Web sitelerinin https:// ile başlamasına dikkat edin.
Bu nedenle, bir kripto para borsası seçmeden önce, kullanıcılar şirketin gizlilik ve güvenlik politikalarını okumalıdır. Şirket, dijital sahtekarlıklarla dolu bir dünyada verilerini ve paralarını korumak için kullanıcılarını yeterli bilgi ve araçlarla donatmalıdır. Doğru şirket, müşterileriyle şeffaflığı koruyacak ve güvenli bir kripto bankacılığı deneyimine sahip olmalarına yardımcı olacaktır.